An-Nazi'at

Change Language
Change Surah
Change Recitation

Turkish: Abdulbaki Golpinarli

Play All
# Translation Ayah
1 Andolsun şiddetle çekip alanlara. وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا
2 Ve neşeli neşeli yürüyenlere. وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا
3 Ve yüze yüze gidenlere. وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا
4 Ve herkesi geçenlere. فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا
5 Ve işi tedbirle yapanlara. فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا
6 O gün, bir sarsıntıdır, sarsar. يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
7 Ardından bir sarsıntı daha gelir çatar. تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ
8 Yürekler, belinleyip korkar. قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
9 Gözleri yere dikilir. أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ
10 Onlar derler ki: Çukura atıldıktan sonra mı dirileceğiz de çıkacağız? يَقُولُونَ أَئِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ
11 Ufalanmış bir kemik yığını haline geldikten sonra mı olacak bu iş? أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا نَّخِرَةً
12 Öyleyse derler, bu, pek ziyanlı bir dönüş. قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
13 Halbuki o, bir tek haykırış. فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ
14 Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar. فَإِذَا هُم بِالسَّاهِرَةِ
15 Gelmedi mi Musa'ya ait söz sana? هَلْ أتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى
16 Hani Rabbi, kutlu Tuva vadisinde nida etmişti ona. إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى
17 Git Firavun'a, şüphe yok ki o, azdı. اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى
18 De ki: İster misin temizlenmeyi. فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَى أَن تَزَكَّى
19 Ve sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın? وَأَهْدِيَكَ إِلَى رَبِّكَ فَتَخْشَى
20 Derken ona en büyük delili göstermişti. فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَى
21 Oysa yalanlamıştı, karşı gelmişti. فَكَذَّبَ وَعَصَى
22 Sonra da geri dönmüştü de koşup gitmişti. ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى
23 Derken halkı toplamıştı da bağırmıştı. فَحَشَرَ فَنَادَى
24 Ben, sizin en yüce Rabbinizim demişti. فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى
25 Derken Allah onu, dünyada da, ahirette de azaplandırarak helak etmişti. فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَى
26 Şüphe yok ki bunda bir ibret var korkanlara. إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَى
27 Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu. أَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاء بَنَاهَا
28 Tavanını yücelti, düzüp koştu. رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا
29 Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı. وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا
30 Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi. وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَلِكَ دَحَاهَا
31 Oradan suyunu, otlağını çıkarıp meydana getirdi. أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءهَا وَمَرْعَاهَا
32 Ve dağlarını oturttu. وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا
33 Sizin ve hayvanlarınızın faydası için. مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
34 Derken o pek büyük felaket gelip çatınca. فَإِذَا جَاءتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى
35 İnsan, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını. يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
36 Ve cehennem, belirtilir görene. وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى
37 Artık kim azmışsa. فَأَمَّا مَن طَغَى
38 Dünya yaşayışını üstün tutmuşsa, وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
39 Artık cehennemdir onun yeriyurdu. فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَى
40 Ve ama kim, Rabbinin durağından korkup da nefsi, dileğinden çekmişse. وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى
41 Şüphe yok ki cennettir onun yeriyurdu. فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى
42 Senden sorarlar kıyameti, ne vakit kopacak? يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا
43 Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın? فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَاهَا
44 Onun sonu, Rabbine aittir, o bilir. إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا
45 Sen ancak, korkanı korkutansın. إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا
46 Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler, yahut da günün kuşluk çağı. كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا
;