Al-Mutaffife

  1. Home
  2. Translation
  3. Turkish: Suat Yildirim
Change Language
Change Surah
Change Recitation

Turkish: Suat Yildirim

 Play All
# Translation Ayah
1 Vay haline eksik ölçüp tartanların! وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
2 Onlar ki satın alırken haklarını tam olarak alırlar. الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُواْ عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
3 Fakat kendileri başkalarına satar, ölçüp tartarken eksik yapar, hîle karıştırırlar. [17,35; 6,152; 55,9] وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
4 Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin'in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi? أَلَا يَظُنُّ أُولَئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
5 Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin'in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi? لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
6 Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin'in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi? يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
7 Hayır! Hileye sapmayın, âhireti inkâr etmeyin! Doğrusu, yoldan sapan kâfirlerin hesap defterleri Siccîn'dedir. كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
8 Siccîn nedir bilir misin? وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ
9 Siccîn kâfirlerin yaptıkları işlerin kaydedildiği defterdir. كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
10 Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine! وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
11 Hesap vermeyi yalan sayanların vay hallerine! الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
12 Buna “yalan” diyenler, ancak zalimler, azgınlar, günaha dadananlardır. وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
13 Kendilerine ayetlerimiz okunduğunda: “Bunlar, eski devirde yaşamış insanların masalları!” diyenlerdir. [16,24; 25,5] إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
14 Hayır! Gerçek öyle değil! Onların yapageldikleri kötü işler, gitgide kalplerini paslandırmıştır. (onun için âhireti inkâr ederler.) كَلَّا بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
15 Hayır! Hayır! Bu, cezasız kalmayacak. Onlar, o gün Rab'lerini görmekten mahrum kalacaklardır. كَلَّا إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّمَحْجُوبُونَ
16 Peşinden de elbette cehenneme gireceklerdir. ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيمِ
17 Sonra kendilerine: “İşte size yalan saydığınız cehennem!” denilir. ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
18 Fakat hayırlı insanların hesap defterleri “illiyyûn”dadır. كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
19 “İlliyyûn” bilir misin nedir? وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ
20 İlliyyûn, müminlerin yaptıkları işlerin kaydedildiği defterdir. كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
21 Allah'a yakın olanlar ona şahit olurlar. يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ
22 İşte o hayırlı insanlar, naîm cennetlerindedir. إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
23 Koltuklarına kurulup neşe ile etrafa bakınırlar. عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
24 Sen onlara bakınca yüzlerinde, cennet nimetlerinin verdiği sevinci okursun. تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ
25 Kendilerine ağzı mühürlü saf şarap şişelerinden şarap ikram edilir. يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍ مَّخْتُومٍ
26 Hitamı misktir, içildiğinde sonu mis gibi kokar. İşte yarışacaklarsa insanlar, bu cennet devletine konmak için yarışsınlar! خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
27 O şaraba Tesnim içkisi de karıştırılır. وَمِزَاجُهُ مِن تَسْنِيمٍ
28 Tesnim de, Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır. عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ
29 Cürümlere, suçlara batanlar dünyada iken, müminlerle alay edip onlara gülerlerdi. إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
30 Yanlarından geçerken kaş göz hareketleriyle onları küçümserlerdi. وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
31 Ailelerine döndüklerinde yaptıkları bu işlerle övünüp eğlenirlerdi. وَإِذَا انقَلَبُواْ إِلَى أَهْلِهِمُ انقَلَبُواْ فَكِهِينَ
32 Onları gördükleri zaman: “Şunlar kaçık insanlar, anormal tipler!” derlerdi. وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلَاء لَضَالُّونَ
33 Hoş bunları müminlere gözcü tayin eden de yoktu ya! (Fuzulî bir tarzda, kendi kendilerinde öyle bir yetki görürlerdi). وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
34 İşte bu gün de, müminlerkâfirlerin üstüne gülerler. فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُواْ مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
35 Koltuklarına kurulurlar“Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?” diye bakınırlar. عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
36 Koltuklarına kurulurlar“Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?” diye bakınırlar. هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
Next Surah Al-Inshiqaq
;