Al-Balad

Change Language
Change Surah
Change Recitation

Turkish: Abdulbaki Golpinarli

Play All
# Translation Ayah
1 Andolsun bu şehre. لَا أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ
2 Ki sen oturmadasın bu şehirde. وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ
3 Ve babaya ve oğula. وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
4 Gerçekten de biz insanı sıkıntı içinde yarattık. لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ
5 Hiçbir kimsenin, ona gücü yetmez mi sanır? أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ
6 Ben, birçok mal helak ettim der. يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُّبَدًا
7 Hiçbir kimse, onu görmez mi sanır? أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ
8 Onun için halketmedik mi iki göz. أَلَمْ نَجْعَل لَّهُ عَيْنَيْنِ
9 Ve bir dille iki dudak? وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ
10 Ve ona iki sarp yol gösterdik. وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ
11 Derken dayanmadı o yokuşa. فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
12 Ve bilir misin, yokuş nedir? وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ
13 Bir kul azat etmek. فَكُّ رَقَبَةٍ
14 Yahut açlık, kıtlık gününde doyurmak. أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
15 Yakınlığı olan bir yetimi. يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ
16 Yahut yerlere döşenmiş bir yoksulu. أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ
17 Sonra da inananlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı tavsiye edenlerden olmak. ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ
18 Onlardır işte sağ taraf ehli. أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
19 Delillerimize kafir olanlara gelince: Onlardır sol taraf ehli. وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
20 Onlaradır kapıları, üstlerine örtülmüş ateş. عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ
;