Al-Buruj

Change Language
Change Surah
Change Recitation

Turkish: Abdulbaki Golpinarli

Play All
# Translation Ayah
1 Andolsun burçları bulunan göğe. وَالسَّمَاء ذَاتِ الْبُرُوجِ
2 Ve vaadedilen güne. وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ
3 Ve tanığa ve görünene. وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
4 Kahrolsun yerde hendekler kazıp ateşler yakanlar. قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ
5 Öylesine ateş ki odunları var. النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ
6 O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar. إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
7 İnananlara yaptıklarını seyrediyor onlar. وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
8 Ve ancak üstün ve hamde layık Allah'a inandıkları için onları azaplandırmadalar. وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
9 O mabut ki onundur saltanatı ve tedbiri göklerin ve yeryüzünün ve Allah her şeye tanıktır. الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
10 Kadın ve erkek, inananları azaplandıranlar, sonra da tövbe etmeyenler yok mu, onlaradır cehennem azabı ve onlaradır yakıp kavuran azap. إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ
11 İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Onlaradır kıyılarından ırmakla akan cennetler ve buysa pek büyük bir kurtuluştur, bu kutluluk ve murada eriş. إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ
12 Şüphe yok ki Rabbinin, tutup helak edişi, pek çetindir. إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
13 Şüphe yok ki o, ilk defa var eder ve ölümden sonra gene de yaratır. إِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ
14 Ve odur suçları örten ve çokçok seven. وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ
15 Şerefli arşın sahibi. ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ
16 Dilediğini işlerdurur. فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ
17 Sana, ordulara ait olan söz gelmedi mi. هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْجُنُودِ
18 Firavun'a ve Semud'a aid olan? فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ
19 Kafir olanlar, zaten de yalanlamaya dalmışlardır. بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ
20 Ve Allah'sa yaptıkları işin ardından onları kavramış, kuşatmıştır. وَاللَّهُ مِن وَرَائِهِم مُّحِيطٌ
21 Hayır, o şerefli Kur'an'dır. بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَّجِيدٌ
22 Korunmuş levhada. فِي لَوْحٍ مَّحْفُوظٍ
;