Al-Buruj

Change Language
Change Surah
Change Recitation

Turkish: Edip Yüksel

Play All
# Translation Ayah
1 Andolsun galaksiler sahibi göğe. وَالسَّمَاء ذَاتِ الْبُرُوجِ
2 Söz verilen güne, وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ
3 Ve tanığa da tanık olunana da andolsun. وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
4 Kanyon halkına yazıklar olsun. قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ
5 Tutuşturulmuş ateşin- النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ
6 Başında oturmuşlar, إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
7 Ve inananlara yaptıkları işkenceyi seyrediyorlar. وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
8 İnananlardan nefret ediyorlardı. Sadece, onlar Üstün ve Övgüye layık olan ALLAH'a inandıkları için... وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
9 Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Ve ALLAH herşeye Tanıktır. الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
10 İnanan erkeklere ve kadınlara zulüm ve işkencede bulunan ve daha sonra tevbe etmeyenler cehennem azabını haketmişlerdir. Onlar için yakıcı bir azap vardır. إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ
11 İnanan ve erdemli davrananlar ise içlerinden ırmaklar akan cennetleri haketmişlerdir. Büyük başarı budur. إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ
12 Doğrusu, Rabbinin yakalaması pek çetindir. إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
13 Başlatan ve tekrarlayan O'dur. إِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ
14 O Bağışlayandır, Sevendir. وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ
15 Şanlı yönetimin sahibidir. ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ
16 Dilediğini yapandır. فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ
17 Orduların tarihinden haberin var mı? هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْجُنُودِ
18 Firavun'un, Semud'un? فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ
19 İnkarcılar, kronik yalanlayıcılardır. بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ
20 ALLAH onları arkalarından kuşatmıştır. وَاللَّهُ مِن وَرَائِهِم مُّحِيطٌ
21 Gerçekten, o şanlı bir Kuran'dır. بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَّجِيدٌ
22 Korunmuş bir ana levhadadır. فِي لَوْحٍ مَّحْفُوظٍ
;