1 |
Q, şanlı Kuran'a andolsun |
/content/ayah/audio/hudhaify/050001.mp3
|
ق وَالْقُرْآنِ الْمَجِيدِ |
2 |
İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, "Bu tuhaf bir şey" dediler, |
/content/ayah/audio/hudhaify/050002.mp3
|
بَلْ عَجِبُوا أَن جَاءهُمْ مُنذِرٌ مِّنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هَذَا شَيْءٌ عَجِيبٌ |
3 |
"Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür." |
/content/ayah/audio/hudhaify/050003.mp3
|
أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ذَلِكَ رَجْعٌ بَعِيدٌ |
4 |
Yeryüzünün onlardan kimi alıp götürdüğünü bilmişizdir. Yanımızda koruyan bir kayıt vardır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050004.mp3
|
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنقُصُ الْأَرْضُ مِنْهُمْ وَعِندَنَا كِتَابٌ حَفِيظٌ |
5 |
Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050005.mp3
|
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَّرِيجٍ |
6 |
Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu hiçbir çatlağı olmadan nasıl yaptık ve onu nasıl süsledik? |
/content/ayah/audio/hudhaify/050006.mp3
|
أَفَلَمْ يَنظُرُوا إِلَى السَّمَاء فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِن فُرُوجٍ |
7 |
Yeri ise yaydık, içine dağlar yerleştirdik ve içinde her çeşit güzel bitkiler yetiştirdik. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050007.mp3
|
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ |
8 |
Her yönelen kul için bu bir aydınlatma ve mesajdır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050008.mp3
|
تَبْصِرَةً وَذِكْرَى لِكُلِّ عَبْدٍ مُّنِيبٍ |
9 |
Ve gökten kutlu bir su indirerek onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050009.mp3
|
وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاء مَاء مُّبَارَكًا فَأَنبَتْنَا بِهِ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَصِيدِ |
10 |
Küme küme tomurcuklara sahip yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050010.mp3
|
وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَّهَا طَلْعٌ نَّضِيدٌ |
11 |
Kullara bir besin olarak. Onunla bölgeyi dirilttik. Çıkış (diriliş) de böyledir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050011.mp3
|
رِزْقًا لِّلْعِبَادِ وَأَحْيَيْنَا بِهِ بَلْدَةً مَّيْتًا كَذَلِكَ الْخُرُوجُ |
12 |
Onlardan önce Nuh'un halkı, Res'liler ve Semud da yalanlamıştı. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050012.mp3
|
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ |
13 |
Ad, Firavun ve Lut'un kardeşleri... |
/content/ayah/audio/hudhaify/050013.mp3
|
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَإِخْوَانُ لُوطٍ |
14 |
Eyke'liler ve Tubba' halkı da... Hepsi elçileri yalanladılar. Bunun üzerine tehdidim gerçekleşti. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050014.mp3
|
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ |
15 |
İlk yaratılıştan yorulduk mu ki? Doğrusu onlar yeni bir yaratılıştan kuşku içindedirler. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050015.mp3
|
أَفَعَيِينَا بِالْخَلْقِ الْأَوَّلِ بَلْ هُمْ فِي لَبْسٍ مِّنْ خَلْقٍ جَدِيدٍ |
16 |
İnsanı biz yarattık ve onun kendi kendine neyi fısıldadığını iyi biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050016.mp3
|
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ |
17 |
Sağında ve solunda iki alıcı melek oturmuş kaydetmektedirler. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050017.mp3
|
إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ |
18 |
Yanında gözetleyen tanıklar olmaksızın ağzından bir söz çıkmaz. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050018.mp3
|
مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ |
19 |
Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050019.mp3
|
وَجَاءتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ذَلِكَ مَا كُنتَ مِنْهُ تَحِيدُ |
20 |
Boruya üflenmiştir. Bu, söz verilen gündür. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050020.mp3
|
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ذَلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ |
21 |
Her can yanında bir sürücü ve bir tanık ile gelir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050021.mp3
|
وَجَاءتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ |
22 |
Sen tümüyle bundan gafildin. Şimdi biz örtünü kaldırdık; bugün gözün çelik gibi keskindir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050022.mp3
|
لَقَدْ كُنتَ فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ |
23 |
Yanındaki arkadaşı, "İşte yanımdaki hazır" der. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050023.mp3
|
وَقَالَ قَرِينُهُ هَذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ |
24 |
Haydi ikiniz atın cehenneme her inatçı kafiri, |
/content/ayah/audio/hudhaify/050024.mp3
|
أَلْقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ |
25 |
İyiliği engelleyen, azgın, kuşkucuyu... |
/content/ayah/audio/hudhaify/050025.mp3
|
مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُّرِيبٍ |
26 |
O ki ALLAH ile birlikte başka tanrı edindi. Onu o çetin cezanın içine atın. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050026.mp3
|
الَّذِي جَعَلَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَأَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّدِيدِ |
27 |
Arkadaşı, "Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi," der. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050027.mp3
|
قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَكِن كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ |
28 |
O da der ki, "Huzurumda cekişmeyin. Size daha önceden uyarı göndermiştim." |
/content/ayah/audio/hudhaify/050028.mp3
|
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُم بِالْوَعِيدِ |
29 |
"Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara asla haksızlık etmem." |
/content/ayah/audio/hudhaify/050029.mp3
|
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَا أَنَا بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ |
30 |
O gün cehenneme, "Doldun mu?" deriz. O, "Daha yok mu?" der. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050030.mp3
|
يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِن مَّزِيدٍ |
31 |
Erdemlilere ise cennet yaklaştırılır, uzak değildir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050031.mp3
|
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ |
32 |
Bu, size söz verilendir. Her yönelen ve her koruyana, |
/content/ayah/audio/hudhaify/050032.mp3
|
هَذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ |
33 |
Onlar yalnız başınayken bile Rahman'ı sayarlar ve içtenlikle gelirler. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050033.mp3
|
مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ |
34 |
Oraya esenlikle girin; bu, sonsuz yaşama günüdür. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050034.mp3
|
ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ |
35 |
Diledikleri her şeyi elde ederler ve hatta katımızda fazlası da vardır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050035.mp3
|
لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ |
36 |
Onlardan önce, onlardan daha güçlü nice nesilleri yok etmiştik. Ülke ülke dolaşmışlardı; kurtuluşu var mı? |
/content/ayah/audio/hudhaify/050036.mp3
|
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هُمْ أَشَدُّ مِنْهُم بَطْشًا فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِ هَلْ مِن مَّحِيصٍ |
37 |
Bunda, zeka sahibi olan yahut tanık olarak kulak veren herkes için bir mesaj vardır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050037.mp3
|
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ |
38 |
Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiç bir yorgunluk da duymadık |
/content/ayah/audio/hudhaify/050038.mp3
|
وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِن لُّغُوبٍ |
39 |
Onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini överek yücelt. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050039.mp3
|
فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ |
40 |
Geceleyin O'nu yücelt ve secdelerin ardından da... |
/content/ayah/audio/hudhaify/050040.mp3
|
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَأَدْبَارَ السُّجُودِ |
41 |
Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050041.mp3
|
وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِن مَّكَانٍ قَرِيبٍ |
42 |
O gün o çığlığı kesinlikle duyarlar; bu, çıkış günüdür. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050042.mp3
|
يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ |
43 |
Biz diriltiriz, öldürürüz ve dönüş de bizedir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050043.mp3
|
إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي وَنُمِيتُ وَإِلَيْنَا الْمَصِيرُ |
44 |
O gün yer onlardan dolayı yarılıverir. Bu, bizim için kolay bir toparlamadır |
/content/ayah/audio/hudhaify/050044.mp3
|
يَوْمَ تَشَقَّقُ الْأَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًا ذَلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَسِيرٌ |
45 |
Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver. |
/content/ayah/audio/hudhaify/050045.mp3
|
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَن يَخَافُ وَعِيدِ |