1 |
Güneş, köreltildiği zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081001.mp3
|
إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ |
2 |
Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081002.mp3
|
وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ |
3 |
Dağlar, yürütüldüğü zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081003.mp3
|
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ |
4 |
Gebe develer, kendi başına terk edildiği zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081004.mp3
|
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ |
5 |
Vahşi-hayvanlar, toplandığı zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081005.mp3
|
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ |
6 |
Denizler, tutuşturulduğu zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081006.mp3
|
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ |
7 |
Nefisler, birleştiği zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081007.mp3
|
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ |
8 |
Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: |
/content/ayah/audio/hudhaify/081008.mp3
|
وَإِذَا الْمَوْؤُودَةُ سُئِلَتْ |
9 |
"Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" |
/content/ayah/audio/hudhaify/081009.mp3
|
بِأَيِّ ذَنبٍ قُتِلَتْ |
10 |
Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081010.mp3
|
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ |
11 |
Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman |
/content/ayah/audio/hudhaify/081011.mp3
|
وَإِذَا السَّمَاء كُشِطَتْ |
12 |
Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081012.mp3
|
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ |
13 |
Cennet de yakınlaştırıldığı zaman, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081013.mp3
|
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ |
14 |
(Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081014.mp3
|
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا أَحْضَرَتْ |
15 |
Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081015.mp3
|
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ |
16 |
Bir akış içinde yerini alanlara; |
/content/ayah/audio/hudhaify/081016.mp3
|
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ |
17 |
Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun, |
/content/ayah/audio/hudhaify/081017.mp3
|
وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ |
18 |
Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha; |
/content/ayah/audio/hudhaify/081018.mp3
|
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ |
19 |
Şüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür; |
/content/ayah/audio/hudhaify/081019.mp3
|
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ |
20 |
(Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081020.mp3
|
ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ |
21 |
Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081021.mp3
|
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ |
22 |
Sizin sahibiniz bir deli değildir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081022.mp3
|
وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ |
23 |
Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081023.mp3
|
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ |
24 |
O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.) |
/content/ayah/audio/hudhaify/081024.mp3
|
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ |
25 |
O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081025.mp3
|
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ |
26 |
Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz? |
/content/ayah/audio/hudhaify/081026.mp3
|
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ |
27 |
O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir; |
/content/ayah/audio/hudhaify/081027.mp3
|
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
28 |
Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081028.mp3
|
لِمَن شَاء مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ |
29 |
Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. |
/content/ayah/audio/hudhaify/081029.mp3
|
وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ |