1 |
Bütün incedeninceye alay eden kovucuların vay hallerine. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104001.mp3
|
وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ |
2 |
Öylesine ki mal yığar ve onu sayardurur. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104002.mp3
|
الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ |
3 |
Sanır ki gerçekten de malı, onu ebedileştirir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104003.mp3
|
يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ |
4 |
İş öyle değil, andolsun ki o, kırıp döken, silip süpüren cehenneme atılır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104004.mp3
|
كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ |
5 |
Ve ne bildirdi sana, o kırıp döken, silip süpüren cehennem nedir? |
/content/ayah/audio/hudhaify/104005.mp3
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ |
6 |
Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104006.mp3
|
نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ |
7 |
Öylesine ateş ki yürekleri sarar, kaplar. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104007.mp3
|
الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ |
8 |
Şüphe yok ki üstlerine kapıları kapanmıştır. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104008.mp3
|
إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ |
9 |
Upuzun uzatılmış direklerle. |
/content/ayah/audio/hudhaify/104009.mp3
|
فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ |